13 Mayıs 2012 Pazar

el-Musavvir

Ruhlarımıza cisim verdi Yaradan. Mânâyı maddeye koydu. Görünmezlik halimizi görünür eyledi. Bize gözler, yüzler, bedenler, binalar, ağaçlar, renkler verdi. Kucağına düştüğümüz dünyayı bize âşinâ kıldı. Gözümüze görünür kılmakla kalmadı, gözümüze ‘hoş’ görünür eyledi. Allah, yarattıklarına suret giydirdi, şekil verdi. Varlığı tasvir eyledi. Tasavvurların alamadığı şekiller yarattı Hazret-i Musavvir. İnsanın yüzünü insana, âlemin güzünü âleme yakıştırdı. Renkleri ve şekilleri âhenkle raks ettiren O’ydu. Zarif sanatını suretlere nakşeden ve ‘görünür’ eyleyen de O’ydu.

Hazret-i Musavvir, yarattıklarına uygun gördüğü şekilleri hem estetik, hem işe yarar, hem de benzersiz yaptı. Göklerde tonlarca suyu taşıttığı bulut kütlelerine ayrı, toprakta tonlarca suyu yüklediği heybetli dağlara ayrı şekil verdi. Hiçbir dağı da, hiçbir bulutu da birbirinin aynı kılmadı. Verdiği her bir şekli birbirinden farklı imzaladı. Biri diğerinin hiçbir zaman aynı olmadı. Allah’ın tasvir ediciliği akılları hayrette bıraktı. Gökler âlemini, ateşler âlemini, deniz altını, toprak üstünü şekillerle süsleyen O’ydu. İnsanlara gönderdiği ilhamların eliyle binalarda, desenlerde, resimlerde de şekilleri yaratan yine O’ydu. Kalpleri elinde tutan, kalplerin üzerine adını yazan, Hazret-i Musavvir’di.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder